31 Mart 2011 Perşembe

Ego

İnsanlardan bir şeyler istemek ne zor. Onlara iyilik yapmak kadar kolay değil. Her zaman sakin, sessiz, arabulucu
olmak mı gerekir? Yoksa bazen çıldırıp bir anda içindekileri dökmek, karşındakini de kırmak mı?
  İnsanlardan bilgi almak, onlara fikir danışmak ne zor. Kimilerine göre iyidir bu. Her insanın bilgisinden
faydalanmak gerekir derler. Oysa insanların birbirleri arasına örülen, günümüze kadar yapılan milyonlarca savaşın
kavganın sebebi olan ego duvarları buna bile izin vermeyebilir.
  Bir şey sorarsın ; karşıda ki kendini dünyanın en bilgili adamı zannediverir. Aslında paylaşıldığı halde tükenmeyen değerli şeylerdendir bilgi. Bilgiyi karşındakine aktarırsın, ama bir kopyası sende durur yine. Benim bildiklerimi neden başkaları da bilmesin ( kişisel olan özel bilgilerden bahsetmiyorum ). Bilgi istenen kişinin can atması gerekmez mi o bilgiyi vermek için? Nedir bu ego silsilesi?
   Aslında konuşurken kullanılmayan kelimelerin yazılarda kullanılmasına gıcık olurum ama "silsile"nin yerine günlük konuşmadan bir sözcük çıkaramadım. Bazen insanlar  kendisine yapılmasını hiç sevmediği şeyleri zamanla başkalarına yapmaya başlarmış. Babasından dayak yiyen bir babanın oğlunu dövmesi gibi diyebiliriz :)
   Egolarımızı kontrol altına alamıyorsak elimizde her geçen dakika bizi yakan, başkalarına atmak için beklettiğimiz bir ateş topu tutuyoruz demektir. Belki egolarımızın yararlı tarafları vardır. İdeallerimizin olması, bir hedefe ulaşmak adına o hedefe kendini adamaya, çalışmaya teşvik etmek gibi görevleri olabilir. Fakat herşeyin fazlası zarar diye bir klişe sözümüz vardır. Egolarını kontrol edemeyen kişi freni tutmayan otomobile benzer. Elbet birine çarpıp hem kendine hem de karşısındakine veya karşısındakilere zarar verecektir.
   Bu benim ilk yazım. Yani yayınladığım ilk yazım. O yüzden bunları neden yazdığımı da anlatıp bir kamera arkası tadı vermek istiyorum :). Gülüyorum ama aslında çok mutlu değilim. Az önce kardeşime bir soru sordum ve bildiği halde "bilmiyorum" dedi.Amiyane tabirle havalara girdiğini farkettim. Daha sonra oturdum düşündüm. Dedim ki insanlardan bilgi almak, birşeyler istemek ne zor. Ve bu yazı ortaya çıktı. Umarım beğenirsiniz ve yorumlarınızı esirgemezsiniz.
Okuduğunuz için teşekkürler.

7 yorum:

  1. İlk merhaba da benden olsun o zaman. Hoşgeldiniz:)
    (yorumcular kelime doğrulamayı pek sevmez, bence kaldırın gitsin:) )

    YanıtlaSil
  2. Yazıyı mı kaldırayım kelime doğrulama derken pek anlamadım :)

    YanıtlaSil
  3. Ziyaretçilerinizin yorum bırakmasından sonra "kelime doğrulama" diye bir seçenek çıkıyor. Spam yorumları engellemek için ama kullnışsız bir olay :( Panelden, ayarlardan yorumları mailden onaylı yapıp, kelime doğrulamayı kaldır seçeneğini işaretlerseniz daha kullanışlı olur.

    YanıtlaSil
  4. Anladım öyle olsun kaldıralım :)

    YanıtlaSil
  5. güzel bir deneme olmuş. eğitimci olmanın farkını ilk yazıda hissettirmişsin.
    Blog kardeşimle (sesiber) aynı yerde karşılıklı olmak da güzel bir rastlantı:)
    ilk konu tadında kalsın, daha sonra konuya adapte oluruz.

    sol yanıma ekledim

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim fakat eğitimci değil öğrenciyim :)

    YanıtlaSil
  7. İyi bir başlangıç,
    dostlukla...

    YanıtlaSil

Susuz Köyde Bulutlar